Switch Mode

Dahinin Yaşam Mücadelesi Bölüm 11

Halka Açık Düello (1)

Kılıçla mükemmel bir ahenk içindeydi, etrafa bu ahenkten rüzgarlar yayılıyordu. Gözleri göremese de kılıcı Chung Myung’un hareketlerini anlayabiliyordu. İç enerji ya da Ki dedikleri şey çok gizemliydi. Aşmışlar aleminde demek böyle hissediliyordu.

 

“Qi’nin özü doğadadır. Tek yapman gereken akışa kendini bırakmak.”

 

Kılıcı çok sıcak hissettirmişti. İblis Kanadı Formasyonu’nu takip ediyordu, vücudu yavaşça hareket ediyordu. Nazik bir esinti vardı.

 

Yıkılmış kuleyi inceliyordu. Tuğlalara bakarken aklında mavi bir yol canlandı. Ne zaman saldıracağını ve ne kadar güç kullanması gerektiğini biliyordu. Gücü, etrafı ve hedefi ona yol gösteriyordu. Sakinledikten sonra kılıcını çekti. Kendisini güçlendirmek için iç enerjisini kullanmıyordu.

 

Tek bir saldırı yaptı. Bütün dünya rengini kaybetmişti. Kasları kasılıyordu. Saldırısı kuleye doğru gidiyordu. Bütün eklemleri tutulmuştu. Harika bir saldırı yapmıştı.

 

Bam!

 

Düşen tuğlalar yanında duran Ma Jin’in kırdığı tuğlalara benziyordu. İblis Kanadı Formasyonu’nu öğrenmişti. Artık onu geliştirmeliydi.

 

Yeonshin çok heyecanlıydı ancak o heyecanını bastırmıştı. Ma Jin ona, Chung Myung ile olan savaşında baktığından daha sert bakıyordu.

 

“Bu ne böyle?..”

 

“Galiba gerçek savaş deneyimim olmadan hiçbir şey yaramaz.”

 

“…”

 

“Şimdi öz mantığını anladım.”

 

Ma Jin, takımlar arasında en güçlü olarak görülen adam sessizliğini koruyordu.

 

“Bu çocuk çok garip.”

 

Kıdemlilerden birisi homurdanmaya başlamıştı. Üstünde mavi bir kıyafet vardı ve Issız Orman’ın onlar için verdiği “vahşi” simgesi kıyafetlerinde görünüyordu. Herkes aynı kıyafeti giyiyordu. Lüks tavernada içki içen savaşçılar durumu anlamıştı. O çocuk dışında tekniği yapabilen kimse yoktu.

 

“Onun hakkında çok şey duymuştuk zaten.”

 

“Herkes ona rakipsiz dahi diyor, şaşırtmadı.”

 

“Issız Orman’a giren herkese dahi deniyor.”

 

“Ben anlamam kardeş.”

 

Herkes biraz çakırkeyif olmuştu. Yangyang sokağında bulunan bir tavernadaydılar. Hiç kimse iç enerjisi ile alkolün etkisinden çıkmaya çalışmıyordu. Zaten kendisini çalışmaya adamış kimse tavernaya gitmezdi. İlk konuşan kıdemli konuşmaya devam etti.

 

“Genelde normal insanlar, dahilere “garip” derler.”

 

“Aynen, pek hoş durum değil ya.”

 

Kırmızı yüzlü bir adam onlara laf atmıştı.

 

“Bizim için o çocuk garip yani.”

 

Kıdemliler gülüştü.

 

“Liderin tipini gördünüz mü peki?”

 

“Formasyonda ustalaştığını söylüyorlardı ama…”

 

“Onun hiç kılıcını kullandığını gördün mü? Chung Myung’la savaşırken resmen vahşi bir hayvan gibiydi.”

 

“Ben gözlerime inanamadım.”

 

Sonrasında genç görünen bir çocuk konuştu.

 

“Dahi Yıldırım’a imreniyorum. Kendisi yetenekli ama küstah değil.”

 

“Hatta bazenleri biraz salak olduğunu düşünüyorum.”

 

“Neyse, o yetenekle Issız Orman’ın efendisi onu fark eder.”

 

“Zaten çoktan onunla konuşmuş olması gerek. Efendimiz durumu çoktan anlamıştır da ne yapar hiç bilemiyorum.”

 

“Bence sorun olmazsa bizim için önemli adamlardan birisi olacak.”

 

“Yaşarsa olur.”

 

Çoğu kişi ona katılıyordu.

 

“Ama biraz da komikler ya.”

 

Konuşurken bir tane savaşçı kafasını duvara çevirdi ve konuşmaya devam etti. Yanlarında oturan kadın gülümsedi ve kendisini belli etti.

 

“Onların da liderleri bu çocukları istemiş, azıcık kıskançlık sezdim gibi.”

 

Herkes gülmeye başladı. O sırada…

 

Bam!

 

Duvar kırıldı. İblis Kanadı savaşçıları gelen parçaları ellerindeki şiş ve  şarap bardakları ile savuşturdular. Sanki bu hep oluyormuş gibi hiç tepki göstermediker.

 

“Keyfinizi bozduğumuz için özür dileriz.”

 

Yeni gelenler aynı mavi kıyafeti giyiyordu. Bir adam konuşmak için öne adım attı ancak kıyafetleri uçuşuyordu resmen. Bütün enerjisini toplamıştı.

 

“Biraz ses çıkarmasanız olur mu? Yeni gelen kardeşimiz çok yetenekli diye biraz keyfe gelmiştik.”

 

Kendi varlığını saklayan kadın gülümseyerek konuşmaya başladı. Resmen donuk gözlerle bakıyordu. Öyle bir gülümsemesi vardı ki karşıdaki kişiyi çıldırtıyordu.

 

“Albenili Güneş Kılıcı, dövüşmek mi istiyorsun?”

 

“Mavi Gök Takımı sanki savaşmaya hazır gibi. Yetenekli olsanız da bize karşı gelemezsiniz. Yani yaylansanız iyi olur.”

 

Her lafı bir bıçak gibi keskindi. Sinirini tutamadı ve Mavi Gök takımına baktı.

 

“Kılıcını çek. Mavi Gök Kılıç sanatını görmek istiyorum.”

 

“Baek Miryeo, laflarına dikkat et!”

 

“Sen kimsin de bana emir veriyorsun?”

 

Yangyang’ın en ünlü tavernasına artık kaos hakimdi.

 

***

Kodeks Library

Çeviri- Hakai

***

 

Duydun mu? Kıdemlilerimiz, Mavi Gök Takımı ile kavga etmiş!”

 

Wochang sabahın köründe odaya resmen dalmıştı! Yeonshin şaşırmıştı.

 

“Issız Orman’ın kendi kanunları yok mu? Çalışmalar dışında kavgalar yasak değil mi?”

 

“Ne ara kanunları öğrendin? Neyse, dediklerin doğru gibi zaten.”

 

“Neden kavga etmişler?”

 

“Duyduğuma göre Mavi Kılıç Takımı, Dahi Yıldırım bir bok yapamaz diye laf atmış.”

 

“Bunun için dövüştüler?”

 

“Dövüş dünyasını hiç anlamıyorsun. Merkezi Ovalar böyledir. Küçük bir olay bile insanların kılıcını çektirebilir. Kıdemlilerimiz senin için savaştı. Ben olsam gururlanırdım!”

 

Wochang deli gibi kıskanmıştı.

 

“İşte kendi takımlarına laf atmışlar.”

 

Yeonshin pek durumu anlamasa da gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

 

“Elime bir şans geçti.”

 

Tüm asil ailelerin taptığı Cennet Ağacı’nın meyvesini elde etmek için ne kadar başarıma ihtiyaç duyulacaktı? Yol boyunca yoldaşlarının yardımına kesinlikle ihtiyacı olacaktı. Önden insan kafalamak iyi olurdu. Merkezi Ovalar’da nihai güven en önemli noktadır hatta.

 

“Güveni de planlamak komik oluyor ya.”

 

Hayatta kalmak onun için en büyük öncelikti. Durumu kimseye çaktırmamış olsa da ölmek istemiyordu. O meyveyi yemeliydi.

 

“Evet ya, ben de sinir oldum bak. Benim yüzümden kıdemlilerim kılıç çekmek zorunda kaldı.”

 

Yeonshin biraz Wochang’ı kafaladı.

 

“Sonunda doğru yola geldin!”

 

“Doğru yol demek ne kadar mantıklı?”

 

Wochang onu alkışladığı için utanıyordu ancak bu sayede etraf da sakinliyordu. Arkasından duyduğu ayak sesleri ona duyulan beklentiyi simgeliyordu. İblis Kanatları takımının çalışma alanına gittiler.

 

Kıdemliler biraz daha moralsizdi. Demek ki çok ağır bir ceza almışlar. Yeonshin onların hislerini tam olarak anlayamıyordu.

 

“Küçükler geldi.”

 

“Bugün çalışma yok, neden geldiniz?”

 

“Asıl gelmeleri onların erdemi.”

 

Kıdemliler iki yeni yetmeyi selamladı, Yeonshin kafasını eğdi ve Ma Jin’in yanına gitti.

 

“Canını sıkan bir şey varsa söyle.”

 

Normalde daha ciddi olan Ma Jin, şu anda yorgun bir halde gibiydi. Ma Jin’in fiziksel olarak yorulması imkansız.

 

Böylesi daha cana yakın geldi.”

 

Yeonshin içinden böyle geçirdi.

 

“Düello yapmak istiyorum.”

 

“İstediğin kişiyi seç.”

 

Ma Jin’in cevabına karşı Yeonshin kafasını salladı.

 

“İblis Kanatları’ndan değil de Mavi Gök Takımından birisini istiyorum.”

 

Herkes bunun nedenini biliyordu.

 

“Dün olanları duydun biliyorum, sakin ol. Dellenme çok.”

 

“Dellenmiyorum ki.”

 

Ma Jin’in kafası karışmıştı.

 

“Sadece kılıç tekniklerini görmek istiyorum.”

 

“Hiç sakin gibi durmuyorsun.”

 

Ma Jin’in arkasında duranlar aslında gururlu şekilde bakıyorlardı. Büyük savaşçılar şu anda yeni bir çocuğa gururla bakıyorlardı. Beklenmedik tepkiler biraz garip hissettirmişti. Sonrasında konuşmaya devam etti.

 

“Onların tekniğine karşı İblis Kanatları Formasyonu ile kapışmak istiyorum, lütfen bana izin verin.”

 

“Gerçek savaş deneyimi edinmek ve kıdemlilerimin gönlünü almak için bu izni istiyorum.”

 

Aslında ikinci dediğini yapmış olsa bile kaybedeceği hiçbir şey yoktu.

 

“Ciddi misin sen? Hepimiz aynı organizasyon altında olsak bile kimse sana acımaz.”

 

“Ben de bunu umuyorum zaten.”

 

Yeonshin kısa bir cevap verdi ve herkes onu desteklemeye başladı.

 

“Bu çocuktan adam olur!”

 

“Gelişimini görmek istiyorum.”

 

“Böyle devam ederse bize bile liderlik edebilir!”

 

Ma Jin bile öyle düşünüyordu. Issız Orman, Merkezi Ovalar’ın temel sütunuydu  Bu çocuğun gösterdiği büyüklüğe hayran kalmayacak bir usta bile yoktu.

 

“Tamam, liderlerine haber vereceğim.”

 

Bir gün sonra.

 

İblis Kanatları’nın Dahi Yıldırım’ı ve Mavi Gök Takımından bir savaşçının düellosu resmi olarak duyurulmuştu.

____________________________________________________

Serilerden anında haberdar olmak için discord sunucumuza girebilirsiniz!
_____________________________________________________

Dahinin Yaşam Mücadelesi

Dahinin Yaşam Mücadelesi

Surviving as a Genius on Borrowed Time
Puan 8.9
Durum: Ongoing Yazar: Yayınlanma Tarihi: 2921 Ana Dili: Korece
Dahinin Yaşam Mücadelesi, (Surviving as a Genius on Borrowed Time):
Jung Yeonshin’in yazgısı çoktan kesilmişti: Yirmi yaşını asla geçemeyecekti.
Ailedeki herkes bu yazgıdan ötürü onu umursamasa da yetenekleri kendi sanatlarını geliştirebilecek kadar üstündü.
Bir gün, Yeonshin son günlerinde olduğunu fark etti…
O gün bu hastalıklı dahinin yaşamı için sonuna kadar kıvranacağı maceranın başlangıcı oldu!

Yorumlar

Bu içeriğe tepki ver

0 tepki

0 Yorum

Toplulukla Etkileşime Geç!

Yorumlar yapmak, tepki vermek ve diğer kullanıcılarla etkileşime geçmek için hesabınıza giriş yapın.

    İlk yorumu sen yap!

    Ayarlar

    Karanlık Modda çalışmaz.
    Sıfırla