-Çatırt!
“!!!”
Herkes şaşkın şekilde ona bakıyordu. Sohwa’nın, Mok Gyeongwoon’u cezbedeceğini düşünüyordular. Kimse böyle bir şey olmasını beklemiyordu. Bir çocuk bağırdı.
“Ne yapıyorsun lan deli herif?!”
Mok Gyeongwoon’un ağzı titriyordu.
“Galiba afiyet olsun demeliydim.”
Onun için burada bulunan bütün çocuklar ölüm enerjisi taşıyan yemeklerdi.
“Ne saçmalıyorsun lan sen?”
Başka bir çocuk daha kendisine geldi ve Mok Gyeongwoon’a cevap verdi. Sonrasında çocuklar birbirine sinyal vermeye başladı.
-Haşır haşır
Etrafını sarmışlardı. Mok Gyeongwoon konuşur.
“Beklemiyordum.”
“Ne?”
“Kraliçeniz öldü diye kaçarsınız sandım.”
“?!”
Bu sözlere karşı çocuklar çok sinirlenmişti. Hepsini alaya alıyordu, bunu hepsi anlamıştı.
“Şerefsiz, öldürün şunu!”
“Gaza gelmeyin!”
Bir çocuk bağırdı. Mok Gyeongwoon’a karşı duruşunu aldı.
“Sakin olun, Sohwa olmadığı sürece avantaj bizde.”
“Haklısın, az kalsın düşünmeden dalıyorduk.”
Tek tek saldırıyor olsaydılar hepsinin fişini kesecekti. Aynı durumda olsalar da aralarında çok fazla fark vardı.
“Birlikte saldıracağız, ona Sohwa’yı öldürmenin bedelini çektirelim.”
“Tamamdır!”
Mok Gyeongwoon gülümsedi.
“Ne güzel arkadaşsınız siz.”
-Pak!
Mok Gyeongwoon yeri tekmeledi. Havaya çıkan tozla harekete geçti ve bir çocuğun önüne geldi.
“N-Ne?!”
Mok Gyeongwoon’u tekmeleyerek engellemeye çalıştı. Ancak…
-Bam!
Mok Gyeongwoon çocuğu bacağından tuttu ve çekti. O sırada çocuğun dengesi kaydı. Böylece çocuğu başka bir çocuğa doğru fırlattı.
-Foşşş!
“Siktir!”
Çocuk kaçmaya çalıştı. Ama işin sonu bitmiyordu. Bu sefer çocuk tersine dönmüştü.
-Güm!
“Ah!”
Çocuk yere çakılmıştı ve Mok Gyeongwoon hala bacağından tutuyordu. Kafatası parçalanmıştı.
“Bu herif ne lan böyle?”
İki kişi çoktan saf dışı kalmıştı. Bu nasıl bir güçteydi böyleydi?
“B-Birlikte saldırın!”
İki çocuk saldırıya geçmişti. Bir tanesi yüzüne tekme atıyordu, diğeri ise bileklerine saldırdı. Böylece dengesini bozacaklardı.
-Foşş!
“Ah!”
Topuğuyla bileğine saldıran çocuğun kafatasını ezmişti.
-Güm!
Çocuğun bilinci gidiyordu.
“Şerefsiz!”
Şaşırsa bile diğer çocuk şansını kaçırmak istemedi ve vücuduna tekme attı. Ama…
-Güm!
“Ağh!”
Çocuğun bileği acıyordu. O vurduğu halde hasarı yine alan oydu.
“N-Ne?!”
“Ne yapıyorsun?!”
Herkes şaşırsa bile bir tane bile daha çocuk Mok Gyeongwoon’a elindeki taşla saldırdı. Ancak bileğinden tekme yemişti.
-Bam!
“Ağh!”
Ayağına vurulan çocuk yere düştü.
-Güm!
Ve sonrasında Mok Gyeongwoon çocuğun boynunu kırdı.
-Çatırt!
Çocuk oracıkta can verdi. Diğerleri şaşkınlığını artık gizleyemiyordu. Dördü çoktan ölmüştü. Bir sürü avantajları olsa bile hiçbiri karşı koyamamıştı. Hiç kimse böyle bir şeyi beklemiyordu.
“Delilik bu…”
Saf gücü ikinci sınıf dövüş sanatçıları kadardı. İşte şimdi pişman olmaya başlamışlardı. Yanlış adama çatmışlardı. Sohwa’yı durdurmaları gerekiyorlardı.
“Ahhh!”
Tam o sırada kaçmaya karar vermişlerdi. O canavara karşı koyamazlardı. Başarısız olanlar varsa onlar nasıl başaracaktı?
“Şer-”
Ayağı burkulmuş çocuk sövmeye başladı. Sövse bile kaçmanın en iyi seçenek olduğunun farkındaydı.
-Foşş
Tam o sırada gözleri fal taşı gibi açıldı.
“Ah!”
-Güm!
Koşan bir çocuk geriye çekişmişti. Neler olduğunu anlamaya çalışırken Mok Gyeongwoon’un elini gördü. Sonrasında…
-Fışşş!
Çocuğun vücudu geri çekiliyordu.
“!!!”
Böyle bir şeyi kimse görmese inanmazdı.
“H-Havada Cisim Çekme mi?”
Havada Cisim Çekme.
Sadece ustaların yapabildiği ,enerji ile birisini havada çekmesidir. Bunu sadece Aşmış Alemin Zirvesinde olan kişiler yapabiliyordu.
“Olamaz.”
Neler oluyor? Bunun iç enerjisi mühürlü değil miydi?
Kafası karışmıştı.
“H-Hayır!”
-Bam bam bam!
Yere düşen çocuk tırnakları ile tutunmaya çalışıyordu. Ancak çoktan yakalanmıştı.
-Pak!
-Çatırt!
“Ağhhh!
Bacağını eline aldığı anda bileğini kırmıştı. Çocuk bağırmıştı. O sırada Mok Gyeongwoon arkasına gelmişti.
-Çatırt!
Çocuk artık bağırmıyordu.
“Ah.”
Ayağı burkuk çocuğun yüzü bembeyaz keislmişti. Cidden bu çocuğa karışmamaları lazımdı. O canavar değildi, kötü bir ruhtu. Nasıl böyle bir adam olabilirdi? Hatta o tekniği nasıl kullanıyordu?
-Titreme
Çocuk titriyordu. Dengesini korumak istese de bacağı kötü haldeydi.
-Güm!
Mok Gyeongwoon gülüyordu ve ona yürüyordu. Çocuğa doğru eğilmişti.
“Ne dedin sen bakalım?”
“C-Canımı bağışla…”
-Pat!
Tam o sırada çocuğun kafasını tutmuştu. Çocuk bağırmak istese de…
-Çat!
Bir kişinin daha boynu kırılmıştı. Ölmüş çocuğun yüzüne baktı ve gülümesi.
“Umarım hayatta kalabileceklerini düşünmediler.”
Çocuğun cesedini elinde tutarken Bağlama Sanatı Tekniği’ni söylemeye başladı. Yemek zamanıydı. Bütün ölü enerjiyi çekmeliydi.
-Tak tak tak tak!
“Bu herif ciddili deli”
Çocuk kaçıyordu. Gördüklerinden dolayı şaşkına dönmüştü. Arkadaşlarının çığlıklarını duyduğu için gelmişti ancak olayı görünce iyice şaşırmıştı. Daha bayrağa gelmeden bütün takımı ölmüştü. Resmen bir katliam yapılmıştı.
“Kötü ruh!”
Bunun iç enerjisi mühürlü değil miydi? Galiba değilmiş yoksa o tekniği nasıl kullanacaktı?
“Böyle bir şey mantıklı mı?”
Daha on yedi yaşlarındaki bir çocuk bunu nasıl kullanabiliyordu? Kafası karışıktı. Ama bir şeyden emindi.
“Herkese haber vermeliyim.”
Hala vadide var olan bir sürü takım vardı ve böyle bir durumu rapor etmeliydi. Çünkü iç enerjisi mühürlü değilse bu hileye girerdi…
-Pak!
Tam o sırada çocuğun sırtına bir şey fırlatıldı. Hemen arkasına baktı. Ama hiçbir şey görmedi.
“Ne çarptı lan bana?”
Çocuk çok şaşırmıştı. Tam o sırada…
“Ah!”
Çocuk bağırdı ve yerine düştü.
“B-Bu…”
Gözlerine inanamıyordu. Önünde kuru kafalı bir kıyafet giyen keşiş vardı.
Şeytani Keşişi, çocuğa beyaz gözleriyle dik dik bakıyordu.
____________________________________________________
Serilerden anında haberdar olmak için discord sunucumuza girebilirsiniz!
_____________________________________________________